3 Ocak 2008 Perşembe

Kuş tüyünden dolmakaleme

Geçtiğimiz ay bu sayfalarda mürekkebin tarihini yazmış, yazının yaygınlaşmasında, dolayısıyla uygarlığın ilerlemesinde ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında önemli bir payı olduğunu vurgulamıştık. Tabii mürekkep kendi başına günlük yaşantımızda çok da etkili bir buluş değil. Mürekkebin yazı yazmak amacıyla kullanılması için bir de kaleme ihtiyaç var. Tarih boyunca en uzun süre kullanılan kalemler mürekkepli kalemler tüy kalemler olmuş. MS 700’lü yıllarda ortaya çıkan bu kalemler kuş tüyünden yapılırdı. En sağlam tüy kalemler ise, ilkbaharda canlı kuşlardan alınan tüylerle yapılanlardı. Kuşun sol kanadının dışından alınan ilk beş tüy çok değerliydi. Sol kanattan elde edilen tüyler dışa doğru eğimli olduğundan sağ eliyle yazanlar için çok uygundu. Bu tüylerden en yaygın kullanılanı kaz tüyü, ender bulunduğu için en değerli olanıysa kuğu tüyüydü. Horoz tüyüyle de düzgün çizgileri rahatça çizebilirdiniz. Bunlardan başka kartal, baykuş, şahin ve hindi tüyleri de kullanılırdı. Kullanılacak tüy kalemin hazırlanması bir hafta gibi uzun bir süre alırdı. Tüy kalemler bugün eksantrik ve otantik bir değer taşısa da, yazarken dikkat ve deneyim gerektirmeleri, kâğıda mürekkep damlatmaları gibi olumsuz yönleri de vardı.18. yüzyılın sonuna gelindiğinde, tüy kalemlerin dezavantajları insanları yeni arayışlara itti ve dolmakalemler ortaya çıktı. 1884 yılında Lewis Edson Waterman’ın geliştirdiği dolmakalem, birçok benzeri olmasına rağmen bugün hâlâ kullanageldiğimiz dolmakalemlerin atası sayılır.

Hiç yorum yok: